Bu güzel hareket yaşanırken beni rahatsız eden bir başka uygulamayı iletmeden geçemeyeceğim. Belediye bir taraftan atık pillerin toplanması için bu adımı atarken, öte yandan da sebebini anlayamadığım bir şekilde şehrin muhtelif yerlerinde bulunan atık pil kutularını kaldırdı. Kendi adıma konuşmam gerekirse, bir anda elinden oyuncağı alınmış bir çocuk gibi hissettim. Yüksek düzeyde pil kullanan bir insan olarak çevreye karşı kendimi büyük bir tehdit olarak görüyorum. Beni rahatlatan ise Büyükşehir Belediyesi girişi güvenlik kulübesi yanında bulunan kırmızı renkli atık pil toplama kutusu idi. Artık değil… Çünkü sebebini anlayamadığım bir şekilde bu kutu yerinden kaldırıldı. Uzunçarşı başında bulunan kutu da öyle. Yeni Cami önündeki de keza aynı kaderi paylaştı. Şehrin birçok yerinde bulunan bu kutuların tamamı kaldırıldı.
Bir yandan atık pillerin toplanması için atılım yapan belediye neden benim pil atmamın önüne kesti hiç anlayamadım. Bana bir garezi olamaz herhalde. Olsa olsa bu kutuları pil atmak yerine selpak tıkacağı olarak kullananlardan bıktığı içindir. O yüzden de büyüklerden umudunu kesen Belediye Çevre Koruma Dairesi yetkilileri yeni nesillere yönelerek sorunu kökünden çözmeye karar vermiştir. Şimdi biz bugün ilkokul çağında olan çocukların beyinlerinde ‘enerjisi bitmiş piller ayrı kutulara atılır’ etiketinin yer etmesini bekleyeceğiz. Ve umuyoruz ki, bundan yaklaşık 20-25 yıl sonra atık pil gibi bir sorunumuz kalmayacak.
Farklı kurumlarda ve okullarda atık pil kutularının bulunması çevre için olumlu bir hareket. Ancak, benim gibi genellikle pillerini sokakta mp-3 dinleyerek tüketen ve pilin tükendiği anda sokaktaki atık pil kutularına atanlar için bir alternatif düşünülmesini talep ediyorum. İşin özü ben kırmızı atık pil kutularımı geri istiyorum.
***
Büyükşehir Belediyesinin artık rutin hale gelen kültür etkinlikleri takdir edici boyuta ulaştı. Zaman buldukça etkinlikleri takip etmeye çalışıyorum. Beni en çok gururlandıran sahne ise tiyatro gösterilerinde Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun en ön sırada yerini almış olduğunu görmek.
Biraz eski bir tarihe gideceğim ama en son tiyatro için o zaman vakit bulabilmiştim. (Gazeteciliğin en büyük handikabı budur işte; her yerde olmak istersiniz ama hiçbir yere yetişemezsiniz.) Devlet Tiyatrosunun Lozan oyununu izlerken bir taraftan da ön sırada ünlü oyuncu Salih Güney ile birlikte oturan Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nu gözlemledim. Toçoğlu, bütün oyun boyunca bir protokol üyesi gibi değil, daha çok salona tiyatro izlemek için gelmiş bir izleyici gibiydi. Tiyatroyu sevdiği için salonda olduğu her halinden belliydi. Başkan, her fırsatta sahneye çıkıp demeç verme hevesinde değil. Bir oyun sahnelenmiş ve gerekiyorsa oyun sonunda sahneye çıkıp oyunculara teşekkür ediyor, çiçeğini sunuyor. Hepsi bu. Sahnede nutuk atma heveslisi olan politikacılardan değil. Bu davranış tiyatro izleyicisini de rahatlatıyor, oyun sonunda gereksiz konuşmaları dinlemek zorunda kalmıyor.
Büyükşehir Belediyesi’nin kültür etkinliklerindeki tiyatro oyunlarında tek sıkıntı oyun sayısının az olması ve bilet satışında yaşanan sıkıntı. Devlet Tiyatrolarının oyunlarının seçilmesi bilet fiyatları açısından yerinde bir hareket. Ancak bu rahatlık kendisiyle birlikte biletlerin anında tükenmesi sorununu beraberinde getiriyor. Özellikle bazı okulların tiyatro biletlerini toplu halde satın alması, tiyatronun geniş kitlelere ulaşmasını engelliyor. Büyükşehir Belediyesi Kültür Dairesi tiyatro oyunlarında okullara ve vatandaşlara ayrı gösteri hazırlamaları durumunda salonda yaşanan yığılmanın da önene geçilebileceği kanaatindeyim. Böylelikle 5 TL gibi uygun bir fiyata vatandaşların kaliteli tiyatro izlemesi sağlanmış olacak. Bu hususta tiyatro sever olan Başkan Zeki Toçoğlu’nun devreye girmesi gerekiyor.
(Bizim Sakarya Gazetesi / -ARŞİV-)