Hem
şahsi işlerimin yoğunluğu hem de seçim öncesi atmosferde şahsen yazı yazmayı
sevmediğim için uzunca bir süre bu köşeyi ihmal ettim.
İşte
şimdi seçimini yapmış, rahatlamış, sütliman(!) bir memlekette yeniden
buluşuyoruz.
Haziran
seçimleri sonrasında küçük bir ‘seçim analizi’ yapmıştık. O analiz hiçbir işe
yaramadı; zaten 7 Haziran’ın ortaya koyduğu tablo da hiçbir zaman
değerlendirilemedi. Şimdi yeni bir analiz yapma zamanı.
1.
Haziran sonrası seçim barajı yüzde 10’un altına
çekilerek seçime gidilmeliydi. Her ne kadar yan yana gelmek istemeseler de hem
MHP hem de HDP barajın altında kalıyordu. Sanırım her iki partide bunun önemini
kavramıştır. Hala demokrasimiz için en büyük engelin %10 seçim barajı olduğu
aşikar. Şimdi artık barajın düşürülmesi hükümetin lütfuna kalmış durumda!
2.
Haziran’da şöyle bir yorumda bulunmuşuz; “AKP’nin önünde iki yol mevcut ya
Erdoğan’ın partisi imajı ile devam edecek ve her adımda eriyecek ya da kurumsallaşarak
Türkiye’de merkez sağın güçlü aktörü olarak büyümeye devam edecek.
Burada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
meydanlardan açık desteğinden bahsetmiştik. Görüldü ki, Erdoğan bir adım geride
durunca Parti çok daha büyük bir başarı kazanıyor. Ama yine de soru hala
güncelliğini kuruyor; Parti kimin?
3.
Sol tarafa gelince ise şöyle bir analiz yapmışız; “HDP çatısı altında birleşen sol koalisyon yarın
öbür gün ‘küçük’ ve ‘milliyetçi’ çıkarlara kurban edilmemeli.”
Tam da böyle oldu! HDP’nin bir sol
birlik partisi değil salt Kürt partisi olduğu vurgusu yapıldı. EMEP gibi bir
birleşen bile küstürüldü. HDP seçim sonuçlarından mutlaka iyi bir ders
çıkartmak zorundadır.
4.
CHP, HDP’nin meclisteki varlığıyla elini
güçlendirdi. 2000 yılından bu yana sağ dayalı politikalar izleyen CHP, MHP’nin
de iyice zayıflamasıyla birlikte bu alışkanlığından vazgeçmelidir. Arık
mecliste yüzde 35’lik sol blok mevcut. CHP ve HDP bu bloğu işlevsel olarak
kullanmayı becerebilmelidir.
5.
Her yeni seçimde oy pusulaları biraz daha kısalıyor.
Bu da siyasetin iyice merkezde yoğunlaştığının göstergesi. Meclis dışında kalan
partilerin aldıkları oy oranları da ortada. Milletin artık tabela partilere
tahammülü kalmadı.
6.
MHP nasıl bir yol izleyecek. Bugüne kadar mecliste
AKP’nın en iyi yol arkadaşı olan MHP yine bu stratejisini sürdürecek mi?
Parti’nin istediği Anayasa değişikliği için MHP destek verirse Türk siyasetinde
kartlar yeniden dağıtılır.
7.
Bir anda son verilen Çözüm Süreci yeniden masaya
yatırılmalı. Geçirdiğimiz 5 aylık bir süreç çatışma ortamına ve 90’lara geri
dönülmesinin istenmediğinin göstergesi. Bu da net bir şekilde iktidar partisine
giden oylarla somutlaştı.
8.
Çözüm Süreci’ni yeniden gündeme getirmek isteyecek
olan HDP’nin tutumu meclis içindeki politikalarda çok belirleyici olacak. Hem
AKP hem de HDP yeni Anayasa istiyor. Yeni Anayasa için HDP AKP’ye destek
verirse CHP ve MHP otomatikman yalnızlaşacaklar ve elleri zayıflayacak. Aynı
zamanda HDP daha doğamadan ‘sol blok’u çökertmiş olacak.
9.
Bugünden sonra Parti’nin hareket hamleleri memlekette
her şeyi belirleyecektir. İki muhtemel yol görünüyor; daha önce gündeme gelen
‘fabrika ayarlarına dönülmesi’ maddesi işleme konulursa reformist bir yapı ile yola
devam edilecek. Ancak bu reformlar Başkanlık Sistemine geçişi sağlamak için mi
yoksa Avrupa Birliği normlarını uygulamak için mi gerçekleştirilecek. Bunun
kararını Parti kurmayları verecek.
Ve son olarak 17-25
Aralık. O neydi ki…
(Bizim Sakarya Gazetesi / 04.11.2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder