Sigarasından
derin bir duman çekti. Aynı dumanı hızla; uzun ve kesintisiz bir nefesle yüzüme
doğru üfledi.
Porselen
kaptaki koyu çayına bir küp şeker daha ilave ederek metal kaşığı bardağın
duvarlarına vura vura sinirlice karıştırdı.
Siyah
ojeli uzun tırnaklarını masanın üzerinde duran broşürün üzerinde takırdattı
hiddetlice.
“Bu adamdır bu
halimizin sebebi. Bu adamdır yalnızlığımızın bi nedeni. Bir kuşağı etkisi
altına aldı; hepimizi şizofrenik aşıklar haline getiren. Bir ömür onun
anlattığı adamı aradım yok, yok, yok… Bizim kuşağın aşk beklentisini çok
yukarıda tuttu! Hepimizi etkisi altına aldı ve yalnızlık benciliğimiz oldu.”
***
Seri
vaziyette kelimeleri ardı ardına dizerken gözüm masanın üzerindeki broşüre
takıldı; Cezmi Ersöz…
Cezmi
Ersöz
söyleşi ve imza günü
7.11.2015
Cumartesi – 18.00
Arka Plan Sanat Galerisi
Fotoğraftaki
adam 90’lardan tanıdık bir sima, eski bir dost… Hala melankolik bakışını
uygulaya biler imkansız aşklar ve ütopyaların en iyi yazarı Cezmi Ersöz.
Yüzünde
kırışıklıklar yaşlılık değil, yaşanmışlık etkisi uyandıran kızın “Bir kuşağı etkiledi” sözlerine
takılmışken dudaklarımdan “Hayallerini
Yak Evi Isıt” cümlesi dökülüverdi.
Lisedeyken
Cezmi Ersöz’ün en çok sevdiğim şiiriydi, ezbere bilir sürekli sayıklardım…
Sevgim seni yurduna getirdi:
tuzak
ev, dilsiz baba, yenik anne…
işte
hepsi bu…
Hayallerini
yak, evi ısıt.
Gidebileceğin
en büyük oda arka odan.
İçeriden
sesleri geliyor annenle babanın,
yanlış ilişkiler
ayaklarını yerden kesiyor.
Artık
biliyorsun çarpınca duvara ne kadar acıyacağını kalbinin.
Sevgim
seni yurduna getirdi…
***
Artık
biliyordum çarpınca duvara ne kadar acıyacağını kalbimin! Lisedeki ilk ayrılık,
ilk kalp ağrısı. Sonra bir daha, bir daha, bir daha… Acı, aynı acı, hep aynı
acı… Gerçekten artık kalbimin duvara çarpınca ne kadar acıyacağını biliyordum.
Hatta kalbimi yerden alınca ne kadar zamanda toparlanacağını da biliyorum
artık…
Kız
haklı mıydı yoksa. 80 doğumluların aşk hayatına nüksetmiş olabilir miydi Cezmi
Ersöz… Öyküler ardı ardına sıralandı zihnimde;
Yok
karşılığı yüzünün,
Kafka market,
Saçlarının kardeş kokusu,
İçime gir ama sigaranı söndürme,
Derinliğine kimse sevgili olamadı,
Kırk yılda bir gibisin,
Ancak bir benzerim öldürebilir beni,
Yok karşılığı yüzünün,
Şizofren aşka mektup
***
Doğruluk
payı vardı sanırım. Hep bir benzerimizi aradık aşkta; çünkü ancak bir
benzerimiz bizi öldürebilirdi. Ancak bir benzerimize aşık olabilirdik. Ama biz
her geçen yıl yalnızlaştık. Aşk, demokrasi öksüzleşti. Ne o Cezmi Ersöz
öykülerindeki aşklar kaldı, ne de o beklediğimiz demokrasi geldi.
Koca bir kuşak
aldatıldı!
(Bizim Sakarya Gazetesi / 11.11.2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder