18 Aralık 2015 Cuma

ÖĞRETMEN GÜNÜ

Güneş güzel bir mesajla doğdu dün. Mesajı alana kadar ‘Öğretmenler Günü’ olduğunun farkında değildim.
“Hocam öğretmenler gününüz kutlu olsun :)”
Öğretmenler Günü olduğunun farkında olsam bile, ben öğretmenlik mertebesinde birisi değilim. Sadece bir dönem MEB sisteminin ‘adam kullanma’ mantığından faydalanarak ücretli öğretmen oldum. Bu sayede MEB ucuza eleman ihtiyacını karşılarken ben de hep hayalim olan öğretmenlik mesleğini tatmış oldum. MEB ile aramızda karşılıklı ‘kullanılmaya’ dayalı bir ilişki vardı. Bir buçuk dönem İletişim Lisesi’nde Gazetecilik Derslerine girdikten sonra hem de dönemin orta yerinde Devlet beni bir kenara attı!
Bu hareketle karşılaşınca öğretmenlik mesleğinin kutsallığının devletten değil tamamen öğrencilerden kaynaklandığını anladım.
MEB sistemi ve devletin yönetim şekli aslında öğretmenlere hayatı zehir ediyor ama o fedakar insanlar buna rağmen her şeylerini öğrencileri için iyiliğe ve paylaşıma harcıyor.
Bir öğrencinin gözlerinin içinde mutluluğun parlaklığını görmeyenler bunu bilemez. Daha da ötesi bu duyguyu tarif edebilmenin imkanı da yok!
***
Bu yüzdendir ki sen iki saat kendi çocuğunun gürültüsüne dayanamazken o öğretmen bütün gün çocuk gürültüsü içerisinde boğuşuyor.
Bu yüzdendir ki sen kendi çocuğuna bir şeyi iki kere anlattığında anlamadığı zaman hakaretlere başlarsın da o öğretmen sabırla tekrar tekrar konuyu anlatır.
Bu yüzdendir ki sen yol ücreti / yemek olmadan bir işe başlamazken o öğretmen her öğlen kuru tost çaya talim eder.
Bu yüzdendir ki sen maaşına ekstra zam istemeden bir semtten öbür semte iş değiştirmezsin ama o öğretmen kuş uçmaz kervan geçmez yerlere ‘atandı’ diye görev aşkıyla koşa koşa gider.
Bu yüzdendir ki sen kendi mesleğinle ilgili hiçbir eleştiriyi kabul etmezsin ama öğretmenin başına üşüşür ona işini öğretmeye kalkışırsın. O öğretmen de sabırla seni dinler.
Bu yüzdedir ki sen bütün kariyer hesaplamasını para üzerinden yaparken o öğretmen bütün kariyer hesaplamasını senin çocuğunun başarısı ve mutluluğu üzerinden yapar.
***
Öğretmenlik başlı başına ilizyon / mucize gibi bir şey. Sağlıklı bir öğretmenlik yapılabilmesi için memlekette fiziki, psikolojik ve ekonomik koşulların hiçbiri uygun değil. Ancak buna rağmen öğretmenlik size inanılmaz bir mutluluk veriyor. Bunun da tüm nedeni öğrencilerin size verdikleri mutluluk. Benim dün sabah yaşadığım mutluluk gibi, eski öğrencilerinin sizi hatırlaması ve size mesaj atması gibi. Yoksa ne devlet ne de MEB mutlu öğretmen tablosundan kendisine pay çıkartmaya kalkışmasın.
Koşulların ne derece feci ve yetersiz olduğu rakamlara da sürekli olarak yansıyor. Son olarak öğretmenler günü için yapılan ankette de çarpıcı sonuçlar dikkat çekiyor. Eğitim-Sen’in açıkladığı anket sonucunda görüldü ki, öğretmenlerin yüzde 41.4’ü öğrenci veya veli şiddetine maruz kalıyor. Aynı ankete katılan öğrenmelerin 3’te biri meslek saygınlığının olmamasından yakınıyor. Peki bütün bunlara karşılık alınan tedbir var mı? Yok. Hatta öğretmenlik meslek itibarını iyice zayıflatmaya yönelik çalışmalar devam ediyor.
Öğretmenleri doğrudan velinin kucağına bırakan mülki amirler. Hiçbir okula maddi kaynak sağlamayan ama aynı zamanda da kaynak bulacaksın diyerek okul idaresi ile veliyi karşı karşıya getiren bir devlet yönetimi. Eğitim sisteminin içerisini boşaltarak öğretmeni sadece öğrencilerin başında ‘bekçi’ konumuna getirmeye çalışan MEB sistemi. Bütün bunlara rağmen hala öğretmenlerin büyük fedakarlıklarla çalışması takdir edilmelidir.
***
Bütün olumsuzluklara rağmen bu memlekette kardelen gibi öğretmenler ve çiçek tomurcukları gibi öğrenciler olduğu müddetçe öğretmenlik hala kutsal olmaya devam edecektir.
Başta kendi anne ve babam olmak üzere öğrencilerin gözlerinde ışığı görmüş olan tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü kutlu olsun. 
(Bizim Sakarya Gazetesi / 25.11.2015)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE’NİN İNOVASYON VE DİJİTALLEŞMEYE İHTİYACI VAR

Çiçekçilik sektöründe dünya devi olarak kabul edilen Royal FloraHolland, Hollanda’nın kraliyet markasıdır. Uluslararası pazarlara açılmayı ...