23 Kasım 2016 Çarşamba

BU KABAK NEDEN SOSYALİSTLERİN BAŞINDA

Bu kabak neden sosyalistlerin başında patladı? 

Dün, Türk sol tarihi için önemli bir kazanımın yaşandığı bir gün olarak tarihe kazınacak. Bunda şüphe yok. Bütün işçiler, emekçiler hep birlikte Taksim Meydanı’nda bir bütünlük içerisinde coşkuyla, biber gazı yemeden işçi bayramının nasıl kutlanabileceğini gösterdi. (Yazının yazıldığı dakikalar itibariyle Taksim’de kürsü krizi dışında bir gerginlik yoktu.) 
*** 
Taksim’deki 1 Mayıs kutlamaları için çok şeyler yazıldı ve yazılmaya da devam edecek. Ben ise bugün Taksim Meydanını değil, Yunanistan’ı merak ediyorum. Çünkü Avrupa’da sosyalist geleneğin önemli kalelerinden birisi olan Yunanistan’da bugün (dün) 1 Mayıs kutlamaları yerine hükümete protestolar vardı. Yunanlı sendikalar Papandreu hükümetinin almış olduğu ekonomik tedbir paketlerini protesto ettiler. İflasın eşiğinde olan ülke sadece 6 aydır sosyalist parti PASOK tarafından yönetiliyor. Yunanistan ekonomisi 2000’li yılların başından itibaren Karamanlis’in sert liberal politikalarıyla idare ediliyordu. Ve bugün Yunanistan’ın başına bela olan Euro para birimini kabul edilmesi de yine Karamanlis dönemine denk gelir. Yani lafın kestirmesi; Türk siyasetçilerinin her zaman sarıldıkları, ‘kucağımızda enkaz bulduk’ sözü Başbakan Yorgo Papandreu’nun durumunu anlatmak için biçilmiş kaftan. İşte tam da bu yüzden yazımıza böyle bir başlık koyduk. Bu kabak neden sosyalistlerin başında patladı? 
*** 
Yunan halkı büyük gösterilerle hükümeti protesto ediyor ve bunun 5 Mayıs günü ülke genelinde yapılacak olan büyük grevin provası olduğunu söylüyor. Ekonomiyi bu noktaya getiren liberal Karamanlis hükümetini ise suçlayan yok. Veya olsa da tarih Karamanlis’i değil, sosyalist Papandreu’yu suçlu olarak kayıt altına alacak. 
*** 
Yaz başında çiftçi grevleriyle başlayan Yunanistan krizini izledikçe, sevgili Yunanlı dostum Theodoris ile yaptığımız tartışmalar aklıma gelip durur… 
İkimiz de aynı üniversitede okuyorduk. Thedoris de benim gibi eğitimci bir ailenin çocuğuydu. Belki de aramızdaki terk fark; her zaman onun cüzdanı benimkinden daha kabarık olabiliyordu. Sosyalist düşünce yapısına sahip olan Theodoris’e ne zaman Yunan ekonomisi ile ilgili övgü sözleri söylesem, bunu şiddetle reddeder ve bana katılmadığını söylerdi. Dostluğumuzun başlangıcı Yunanistan’ın Euro para birimini kabul etmesiyle eş zamana denk gelir. Thedoris, her fırsatta Euro’ya geçişten sonra ekonomik daralma yaşadıklarını anlatırdı. Fiyatların artış gösterdiğini, maaşların yerinde sayıkladığını ve alım gücünün hızla düşüş trendine girdiğini söylerdi. Sert bir Karamanlis düşmanı olan sevgili dostum, AB’nin ve hızla devam eden özelleştirme politikalarının Yunanistan’ın başına bela olacağını iddia ederdi. Ne yazık ki, Thedoris yıllar sonra haklı çıktı. 


*** 
Euro para birimi neden önemli? Milliyet’ten Güngör Uras’ın tespiti çok yerinde. “Yunanistan’ın bütçe gideri yaklaşık 150 milyon dolar, geliri yaklaşık 110 milyar dolar. Yunanistan’ın açığı kapatmak için 40 milyar dolar borçlanması gerekiyor. Yunanistan AB üyesi olarak Euro para birimini kabul etti.” 
Buraya dikkat: “… Milli parası yok. Bu nedenle iç borç-dış borç ayrımı söz konusu değil. Bütçe açığı için borçlanacak ise Euro ile borçlanacak.” 
Burası çok daha önemli: “Halbuki biz, bütçe açığını Türk parasıyla içeriden borçlanarak kapatma imkanına sahibiz.” (Milliyet. 29 Nisan 2010)  
*** 
Katı liberal ekonomisini yıllarca dünyaya empoze etmek için bin bir türlü oyunlar oynayan Almanya ise bugün Yunanistan’ı kurtarmak konusunda isteksiz. Yunanistan’ın Euro para birimine kabul edilmesinin bir hata olduğunu açıklıyor Almanlar. Bunu yıllar önce benim sosyalist arkadaşım Thedorist de dahil olmak üzere Avrupa’daki birçok sosyalist söyledi. (Tek para birimiyle ekonominin yara alacağı tartışmaları net bir şekilde yapılmıştı) Ama liberaller hep pembe gözlük göstermek istediler. Zamanında sosyalistlerin sözü dinlenmiyor da şimdi neden kabak sosyalistlerin başına patladı?
(Bizim Sakarya Gazetesi / 2 Mayıs 2010)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE’NİN İNOVASYON VE DİJİTALLEŞMEYE İHTİYACI VAR

Çiçekçilik sektöründe dünya devi olarak kabul edilen Royal FloraHolland, Hollanda’nın kraliyet markasıdır. Uluslararası pazarlara açılmayı ...